Yıllar önce bu kitabı okumuş olduğum halde, kitaplar konusundaki feci hafıza sorunumu dikkate alarak tekrar okumaya başladım ve çok kısa sürede bitti. Bu okumayla tekrardan kesinleştirdiğim inancım şudur ki, bir kitap farklı yaşlarda okununca farklı tatlar veriyor.
Haksızlıkları sindirmiş ve alışmış olan şimdiki yaşıma rağmen yine de çok akıcı ve adalet konusunda zorlayıcı buldum. Zaman, mekan değişik olsa da ayrımcılık insanın içine işlemiş ve insanların doğasında pusuda hazır bekliyor. Kitapta özellikle bir paragrafta aynı renk ve ırktan olup, toplumda beraber yaşayan insanların arasında da zengin, eğitimli, alt sınıf aile - üst sınıf aile gibi kavramlar olduğunu ve üst sınıftan kabul edilenlerin her zaman alt sınıfı yargılayabileceği göz önüne serilmiş. Olayları okuyuculara anlatan Scout'ın 8 yaşında bir kız çocuğu olması ise bize, olaylara çocuk saflığı ile algılayıp yetişkin çevrenin verdiği değişik tepkilerle değerlendirerek, kendi adına sorgulayarak anlatmasına neden oluyor. Scout'ın ağabeyi Jem ve yakın arkadaşları Dill büyürken hayatı anlamaya gayret ediyorlar. Özellikle halalarının klişeleşmiş hareketleri, toplumun yapıştırdığı etikete uygun davranmak gerekliliği zaman zaman çocukları zorluyor. Kitabın ilk bölümü çocukların hayata genel bakışını veriyor. Benim ikinci bölüm olarak ayırdığım kısımda ise çocuklar cehaletin, toplumun gücünü ve kolay değişmeyen önyargılarla dolu insan bakış açısını görüyorlar. Haksız yere ırza geçmekle suçlanan bir zencinin, çocukların avukat babaları tarafından 1930'ların Amerikasında mahkemede savunulması ve etkileri. Dayattırılmış bakış açısına verilecek en güzel örnek 2.ci sınıf öğretmeninin derste Yahudilere yapılan zulüm sebebiyle Hitler'e katil deyip, konu zenciler olunca asılmaları, beyazlarla aynı koşullara sahip olmamaları gerektiğini komşuları ile konuşurken Scout'ın şahit olmasıdır. Çocuk aklı ile arada farkın ne olduğunu sorgulaması da kitap adına önemli bir detay.
Hukuk eğitimi alan Harper Lee'nin yazmış olduğu tek kitap olan Bülbülü Öldürmek, 1961'de Pulitzer Ödülü almış. 1962 de senaryolaştırılan roman filme alınmış, aynı yıl 1 Altın Küre ve 3 Oscar Ödülü kazanmıştır. Filmi de ergenken izlediğim için en kısa sürede onuda bir tekrar yapacağım.
Eserin filmini sanırım 8-9 yaşındayken seyretmiştim. Korktuğum anlar bile olmuştu. Filmin mücadeleyi anlatma ruhu beni benden almıştı...
YanıtlaSil